1 Haziran 2011 Çarşamba













İMÇ’NİN TARİHİ VE 5533’ÜN BİR SANAT KURUMU  OLARAK SAHİP OLDUĞU VİZYON

İmç (İstanbul Manifaturacılar Çarşısı): 1950 - 55 yılları arasında tekstil dükkanları Haydarpaşa Garı’nın etrafındaydı. Bunun sebebi Anadolu’ya ithalat ve ihracatın tren yolu ulaşımıyla daha kolay olmasıydı. Aynı yıllarda şimdiki imç binasının yerinde ahşap binalar bulunuyordu, burada büyük bir yangın çıkıyor ve binalar kullanılmaz hale geliyor. O dönemde Menderes hükümeti bu boş arsayı değerlendirmek için bir fikir sunuyor ve yarışma yapılıyor. Yarışmada Doğan Tekeli’nin 7 blok olarak tasarladığı proje uygun bulunuyor. Fakat 7 blok olarak tasarladığı binalar bulvarda yer kalmadığı için 6 bloğa düşürülüyor, sadece eskiden beri orada bulunan cami korunuyor. İmç binası mimarisi bakımından çok önemli; Türkiye’de ilk defa bu kadar modern binalar tasarlanmıştır. Binaların açıları farklı konumlandırılmış, modern girişleri, katları, merdivenleri, avluları çok iyi tasarlanmıştır. Osmanlı, Batı ve İslam Mimarisini içinde taşımaktadır. Dükkan büyüklükleri, biri diğerinden ne küçük ne de büyüktür aynı metrekarede hesaplanmıştır.12 yıl önce bütün imç duvarları cami yeşiline boyanmış ve Doğan Tekeli; binaların sanat eseri niteliğini taşıdığını nasıl bir resim ya da heykelin onu yapan sanatçı dışında bir başkası tarafından boyanamacağı gibi bu binalarında boyanamayacağını ve yarışmalı bir proje tasarımı olduğunu savunan bir mahkeme açıyor ve haklı bulunup tekrar eski rengine kavuşuyor imç. Birkaç yıl önce Belediye imç bloklarının olduğu yere Osmanlı Konutları yapmak düşüncesiyle yıkım kararı istemiş.İmç yönetimi bu mahkemede bir önceki mahkeme savunmasını yaparak “sanat esri boyanamazsa yıkım kararı da istenemez” demişler ve mahkemeyi imç yönetimi kazanmış, yıkım durdurulmuştur.



5533; Atakan aile şirketine ait daha öncesinde dikiş makineleri satışı yapılan bir mekan. İmç 5. blokta bulunan 5533 2008’de 10. Bienalle birlikte açılmıştır. Kurucuları Nancy Atakan ve Volkan Aslan bu kararı aldıklarında bir küratöre ihtiyaç duymuşlar Marcus Graf’la 5533’ ü devam ettirmişler.Şuan da Marcus Graf’ la yolları ayrılmış olan 5533 Nazlı Gürlek’le beraber yola devam etmekte.
5533 hem İstanbul’un sanat dünyasıyla hem de içinde bulunduğu imç esnafıyla iletişim içinde bulunmayı amaçlamaktadır. 5533’ e dahil olan katılımcılar düşüncelerini ve bilgilerini serbestçe paylaşa bildikleri sohbet, çalışma atölyelerine ve yuvarlak masa tartışmalarına ev sahipliği yapmaktadır.Bu tutumla beraber daha sonra 'Masa' taşınabilir sanat projesi de 5533’ e dahil olmuştur.

5533;herhangi bir şekilde kar amacı gütmeyen, kendi kendini etkileyen ve tamamen gönüllükle işleyen bir sanat alanıdır.Bu sanat kurumunda çalışmayı düşünenler bu durumun farkında olup ücret almadan ve herhangi bir sözleşme imzalamadan, kurumdaki faaliyetlerini sürdürüyorlar. Herkese açık olan ve bağımsız sanat kolektiflerini de destekleyen 5533 bu tavrını özenle koruyor.Tek bir sıkıntı yaşadıkları konu var o da şu:kütüphane ve arşivle ilgilenen kişilerinde sözleşmeli çalışan olmadıkları ve gönüllü çalışanlar oldukları için her an 5533’le yollarının ayrılması söz konusu.Giden kişinin yerine gelen kişi de bu düzenlemeye devam ederken kendi çalışma metodunu uyguladığı için sürekli el değiştiriyor.Zaman zaman çalışmalar yarım kalıyor ve aksıyor.



   5533’TE GERÇEKLEŞTİRİLEN ÇALIŞMALAR

Vitrin 5533 - 8 Yüz: 5533’ün ev sahipliği yaptığı 2008 tarihli, ilk projelerden biri olan, İrfan Önürmen’in "8 yüz" adlı çalışması. Açılan "8 yüz" başlıklı bu ilk sergi, 5.Blok çaycısı Nuri Bey’in 50 projenin tamamını incelemesi sonucunda belirlenmiş.    Önürmen, kadın portrelerini ele aldığı "8 Yüz" adındaki bu çalışmasında, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan kadına karşı şiddeti konu edinmiş. Sanatçı, günlük bir gazetede gördüğü sekiz kadın imgesini gelinlik tüllerine boyayarak kadının masumiyetine ve sosyal duruşuna gönderme yapmış. Kadınların toplum içindeki duruşu"nu sorgulayan Önürmen, portrelerin içine gizlediği kadınların katledilme nedeni ile ilgili imgeler ile de erkeklerin kadınlarla hayatı nasıl paylaştığı sorusuna gönderme yapmıştır.

Crtl_alt_del: Türkiye'deki ilk sound art festivali olma özelliğini taşıyan ve 2003 yılında gerçekleştirilen ctrl_alt_del, şehir'de açılış gecesi performanslarıyla başlayan proje, Boğaziçi ve Haliç'te, İstanbul Teknik Üniversitesi MİAM stüdyoları, laboratuarları, kütüphanesi ve konser salonunda yer alan etkinliklerle sürmüş. ctrl_alt_del'in "şehir", "gürültü" ve "açık köken" konularını ele aldığı projeye 12 ülkeden 57 kişi katılmış.

İMÇ Mimari 5533: Basında İMÇ'nin yıkılabileceğine dair çıkan haberler üzerine, Volkan Aslan ve Nancy Atakan, İMÇ'nin tarihi kültürü üzerinden, yıkılma ihtimalini, İMÇ'nin mimarlarından Doğan Tekeli ile yapılan röportajda konuşmuşları video ile izleyiciye sunmuş.

“Yer(siz)leşme”: 5533 ayrıca, 2008 yılının Mart ayının ilk haftasında "yer(siz)leşme" temalı bir seminere ev sahipliği yaptı. Mekânda gerçekleştirilen ilk seminer olma niteliği de taşıyan- Mimar Sena Özeren tarafından gerçekleştirilen, seminer aracılığıyla İMÇ'nin tarihçesi, mimarisi, simgesel anlamı, işlevi ve kent yaşamındaki yeri tartışıldı.

Altın Günü: 3 - 7 Mart arası Tuğçe Oklay, Evrim Vurdu ve Ayşegül Akyüz'ün hazırladığı "Altın Günü" adlı etkinliğe de ev sahipliği yaptı. Etkinlikle video ve slayt gösterimlerinin yanı sıra bir dizi sunumlar ve söyleşilerle tamamlandı.

ALİ KAZMA “Zihin, göz ve el becerisiyle yaratılan sofistike üretim’’: ABD’de ve Londra’da eğitim aldıktan sonra İstanbul’da film yapım şirketini kuran, 1971 doğumlu Ali Kazma videolarında çağdaş insanın üretim ve aktivitelerini tutkulu bir şekilde ve derinlemesine araştırır. Toplumsal ve ekonomik konuları dolaylı bir şekilde ele alır. Filmlerinde yakın çekimler, parçalanmış sahneler, ani geçişler ve sofistike beceriler görülür. İleri teknolojinin imkânları ve el becerisi Ali Kazma filmlerinde yan yanadır. İtici, iğrenç ve korkunç sahneleri güzelleştirdiği gibi basit olanın da çok karmaşık olduğunu gösterir.

Workshop for Art-Mediation/ Art-Education: Güncel kavramlar ve yeni oluşumların tartışıldığı bir platform olan Kunstgymnastik (KG), 2006 Yılında Hildesheim Üniversitesi Kültür Bilimi ve Sanat Bölümü’nden sekiz öğrenci tarafından kuruldu. KG’ in temel düşüncelerinden biri çağdaş sanatın ancak tartışılarak anlaşılacağıdır. KG Grubunun gerçekleştireceği bir günlük atölye çalışmasının amacı çağdaş sanat yapıtlarını değerlendirmek ve anlamak için yeni yöntemler oluşturup denetlemek. 17 Nisan 2008’de KG yeni katılımcılar ve kendi üyelerinden üç kişi ile bir gün içerisinde İstanbul’da belirlenecek bir sergi ya da müzeyi ziyaret ederek izlenimleri ve fikirleri not ettiler. Sonrasında 5533’de buluşarak çay ve tost eşliğinde bu izlenimleri ve soruları tartışmaya açtılar.

Üretebilmek Üzerine: “Üretebilmek Üzerine” İstanbul’u çıkış noktası olarak alan ve süreç içinde farklı mekânlarda, yeni sanatçıların ve üretimlerinin sunumlarıyla gelişen uluslararası bir grup sergisidir. Proje; ürün, üretim ve bu faktörlerin toplumdaki yeri üzerine bir inceleme yapma arzusundan kaynaklanmıştır. Üretim kaynaklarına ulaşmak açısından İstanbul en zengin şehirlerden biri olması İstanbul’un tercih edilmesine sebep oldu. Varoşlardaki tekstil, konfeksiyon atölyelerinden, Tahtakale'deki, Mahmutpaşa'da ki bin bir çeşit eski handa, dar sokaklarda konuşlanan küçük dükkanlara; Galata'da ki neon üreticilerinden Karaköy'de onlarca çeşit elektronik malzeme satıcısına kadar İstanbul geniş bir skala sunuyor.

Manifatura: Sanat, tasarım, zanaat bağlantıları üzerine deneysel bir çalışma olan Manifatura, 2007 yazında İstanbul Bilgi Üniversitesi kültür yönetimi, sanat yönetimi, sahne ve gösteri sanatları yönetimi ve tasarım kültürü ve yönetimi sertifika programı öğrencileri tarafından sanat, tasarım ve zanaatın bilinen sınırlarını aşmak ve yeni üretim stratejileri keşfetmek üzerine gerçekleştirilen deneysel bir atölye çalışmasıydı.

Belirli Günler ve Haftalar: Belirli Günler ve Haftalar adı altında toplanan bir dizi projenin gösterimi İstanbul’un çeşitli semtlerinde bulunan bağımsız sanat mekânları, kolektifler, sanatçı insiyatiflerini ve oluşumlara açık çağrıda bulunmak için hazırlanan bu projenin amacı; iletişimin, paylaşımın ve pratiklerin geliştirilmesi. Mekân kurgusunda bir İstanbul panoraması gerçekleştiriliyor ve bütün bu oluşumları yakından tanıma fırsatı verilmiş. Görsel sunum, dokümanter çalışmalar ve diğer mekânların komşuları ile yapılmış söyleşinin video sunumundan oluşturulan bir projeydi.Bu projeye katılanlar: Altı Aylık, Apartman Projesi, Artık, Atıl Kunts, Bos, Carvansarai, Daralan, Hafriyat, Galataperform, Kop-art, Masa, Nomad, Pist, Oda projesi ve Videoist.

ATIL KUNTS ”Çift Dikiş Gündem”: Gündemi gündemle
teyellemeye, gündemin üzerinden makine dikişiyle geçmeye, teğet geçmeden gündeme çomak sokmaya değinmiştir.

İSTANBUL OFF - SPACES: Kunstraum Kreuzberg \ Bethanien’de gerçekleştirilmiş olan sergi ve etkinlikler projesi İstanbul Off-Spaces ile İstanbul’da sayıları giderek artan ve önem kazanmaya başlayan, ticari olmayan bağımsız proje ve sanat mekânlarına dikkat çekilmiştir. Etkinliğin amacı İstanbul’daki projeler ve çalışanlarıyla diyaloga girip Berlin’de kendilerini ifade edebilecekleri bir platform sunmaktadır. Sergide bulunan sanatsal çalışmalar ve dokümantasyonların yanı sıra, söyleşi ve konferanslarla İstanbul’daki kültür politikalarının aktörlerinin mercek altına alınması amaçlanmıştır.

Tutunmak: Nancy Atakan bu sergiyle ilgili olarak şunları söylemiştir; ”Beyoğlu’nun Tünel \ Galata bölgelerindeki soyutlaştırma çalışmalarının, tutunmak kavramını da çağrıştırdığını düşünerek, bir metafor olarak, Kanada’da yaptığım kişisel dijital resimlerimi kamuya açık bir alanda sergilemeye karar verdim. Dijital baskılarımı pencerelerde sergilemeye ek olarak, seyircileri “Tutunmak\Holding On” kavramı ile ilgili konular hakkında düşünmeye, düşündüklerini yazmaya, bunları kamuya açık alana taşımaya, galerinin duvarlarına yazmaya ve bu sayede bu serginin tamamlanmasına katkıda bulunmaya davet ettim.”

Mülkiyetin Derinliği\Derinliğin Mülkiyeti: 6 yıl Berlin’de yaşayan Ezgi Kılıçarslan’ın, Berlin’de yaptığı mastır eğitiminin ardından gerçekleştirdiği yerleştirme çalışmasıdır. Mülkiyetin Derinliği\Derinliğin Mülkiyeti; cinsiyet, sınırlar ve mülkiyet kavramları üzerinde duruyor. Video, fotoğraf ve enstalasyon gibi farklı disiplinleri bir araya getirmiştir.

Başkalık Belki: İstanbul Misafirleri bünyesinde İstanbul’da bulunan Avusturalya’lı genç sanatçı Stephanie Mold’un Türkiye’de gerçekleşirmiş olduğu 3 çalışmadan oluşturduğu sergisidir. Stephanie Mold çalışma stilinde; sanatsal, sosyal ve biyolojik olayları araştırmak adına kendini çeşitli kültürel içeriklere maruz bırakıp, bu süreç sonucunda ortaya çıkacak olanı tahmin edemeden etkileşime girdiği diğerleriyle diyalog başlatıyor. Kısaca bu sergide; başkalıkla ve başka bir kültürle anlaşma ve kaynaşmanın zorluklarıyla ilgilenildi.

Floating Volumes: Per Schumann ve Malte Zacharias’ın “Garden Studio-Cooking Event” adlı performanslarıydı.

Garaj Satışı: Açıldığı tarihten bu yana 5533: 15 sergi, 10 sunum, 11 gösterim ve 5 konuşmaya ev sahipliği yapmıştır. Bütün bu etkinliklerden geriye bazı parçalar kaldı. Bunlar arasında; vitrin mankenleri, raflar, ışıklar, defterler, sticerslar, dikiş iplikleri …vs gibi çeşitli malzemeler bulunuyor.Bütün bu eşyaları hem mekanın 3. yılını kutlamak, hem de yeni yıl öncesi bir araya gelmek için temsili ücretlerle satışa sunulmuştur.


(Volkan Aslan'la gerçekleştirdiğimiz bu röportaj için kendisine teşekkür ederim.)

İMÇ 5.Blok No:5533 Unkapanı/İstanbul
www.imc5533.blogspot.com
imc5533@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder